Etiler’in köklü bir geçmişe sahip villasında,
şimdi bambaşka bir hikâye başlıyor.
Cozy, uzun bir günün sonunda eve dönmek gibi bir his. Zamanın yavaşladığı, hayatın küçük ama kıymetli anlarının öne çıktığı bir yer. Ayağınızın altındaki mermerin pürüzsüzlüğü, ahşabın sıcak dokusu, özenle seçilmiş sanat eserleri ve el yapımı seramiklerin huzuru…
Rezzan Benardete’nin tasarımıyla hayat bulan Cozy, nostaljiyi modern bir bakışla harmanlıyor; davetkâr, sıcak bir sığınak yaratıyor.
Cozy, uzun bir günün sonunda eve dönmek gibi bir his. Zamanın yavaşladığı, hayatın küçük ama kıymetli anlarının öne çıktığı bir yer. Ayağınızın altındaki mermerin pürüzsüzlüğü, ahşabın sıcak dokusu, özenle seçilmiş sanat eserleri ve el yapımı seramiklerin huzuru…
Rezzan Benardete’nin tasarımıyla hayat bulan Cozy, nostaljiyi modern bir bakışla harmanlıyor; davetkâr, sıcak bir sığınak yaratıyor.
“Misafirlerin kendilerini evindeymiş gibi hissedecekleri bir atmosfer yaratmayı hayal ettim. Bu sıcaklık hissini lüks bir dokunuşla birleştirdim. Tasarımda doğal tonlar, yumuşak dokular ve sıcak aydınlatmalar kullandım.”
Ev yemeğinin kokusuyla gelen o tanıdık huzur… Her lokmada hissedilen samimiyet… Dış dünyanın hızının yavaşladığı o özel an… Cozy, işte tam da bu duygunun ta kendisi. Özenle hazırlanmış tabaklar, ruhu besleyen bir atmosfer ve sıcak bir karşılama.
İlham verici
bir dokunuşla hazırlanan rahatlatıcı yemekler
2024’ten bu yana, işletmeci Emrah Gençer ve şef Hüseyin Kılıç, Cozy’nin her köşesine tutkularını yansıtıyor. Açık mutfağında, tanıdık lezzetler rafine ve sade bir yaklaşımla yeniden yorumlanıyor. Menü; içten, sade ama karakterli tabaklarla dolu. Her tat, modern ile nostaljik olan arasında bir denge kuruyor; gösterişsiz ama derinlikli bir anlatı sunuyor.
Evde Olma Hissi
Gün batımından sonra, bar bambaşka bir buluşma noktasına dönüşüyor. Özgün kokteyller ve özenle seçilmiş şaraplar eşliğinde, sohbet, müzik ve dansla dolu anlar başlıyor. Cozy; sevenleri, dostları, paylaşmayı sevenleri bir araya getiriyor. Ev hissini paylaşmanın yeni hali…
Evde Olma Hissi
Gün batımından sonra, bar bambaşka bir buluşma noktasına dönüşüyor. Özgün kokteyller ve özenle seçilmiş şaraplar eşliğinde, sohbet, müzik ve dansla dolu anlar başlıyor. Cozy; sevenleri, dostları, paylaşmayı sevenleri bir araya getiriyor. Ev hissini paylaşmanın yeni hali…
Cozy Close One Ol
“İstanbul’da romantik ve seksi bir atmosfer eksikti.”
Hürriyet
“Etiler’de yemek ve eğlencenin bir arada olduğu yeni bir mekan Cozy. Adı gibi samimi bir yer.
Yemekleri de iddialı.”
Gazete Oksijen
“Cozy'nin menüsünde “comfort food” kavramı gastronomik bir seviyede ele alınıyor. Kokteyl
menüsü de Cozy’nin kendine özgü stilini yansıtan orijinal bir seçkiden oluşuyor. ”
Vogue Turkey
#Mutfak
Tatlar kendini net ve
doğal bir biçimde ifade ediyor.
Mevsimsel ürünler, dengeli tarifler ve dozunda lezzetlerle tabaklar yaratılıyor. Ne fazla, ne eksik… Damağa dokunan ama mesafe koymayan, rafine ama içten bir mutfak anlayışı.
#Kokteyller
Tazelik, çeşitlilik ve denge her yudumda hissediliyor.
Kokteyller; titizlikle seçilmiş malzemeler, sezonun tatları ve incelikli tekniklerle hazırlanıyor. Her biri yalnızca tadıyla değil; dokusuyla, havasıyla, hatta ruh haliyle çeşitlilik sunuyor. Modern tatlar küçük dokunuşlarla yeniden şekilleniyor.
Ege’nin ferahlığı, Akdeniz’in yumuşaklığı ve sanata ince göndermeler… Her kokteyl kişisel bir deneyim gibi abartısız ama anlamlı.
Anı yansıtan müzik.
Güneyin sıcaklığından, güneşte yıpranmış dokulardan ve duvarlarına sinmiş 80’ler–90’lar esintilerinden ilham alan Cozy, ne sadece bir restoran ne de bir kulüp. Cozy, hareket etmeyi bilen bir ev.
Burada müzik yalnızca fonda çalan bir detay değildir. Işık, hava, misafirlerin ritmi… Her şey gözetilerek an be an canlı şekilde kurgulanır. Hazır çalma listeleri yok. Öğle saatlerinden gece yarısına kadar sesler bilinçli bir akışla ilerler.
Akşamla birlikte enerji yumuşar. Jazz, bossa nova ve funk eşliğinde tadına varabileceğiniz, sohbet edebileceğiniz ve anda kalabileceğiniz bir atmosfer oluşur. Sonra, tınılar yavaşça değişmeye başlar.
Gece ilerledikçe müzik de evrilir. Asla aniden ya da yüksek sesle başlamaz. Sizi dinginlikten harekete nazikçe geçirir. Isınma evresi aceleye gelmez; çünkü hareket, ancak zaman geldiğinde başlar.
Ve o an geldiğinde müzik artık sadece bir ses değil, atmosferin ta kendisi olur. İşte o noktada 90’lar ve 2000’ler disko ritimleri devreye girer; tanıdık, neşeli ve ritim dolu. Omuzlar kıpırdanır, sohbetler ritme karışır ve mekân bambaşka bir hâl alır.